EZGİ BAŞARAN - Radikal

Manşet, Canlı Yazıişleri'nde nasıl çıktı
•••••••

Siz okurlarımızın zihin açıcı yorumları ve haklı baskısı sayesinde bugünkü manşetimizi attık.

Dün sabahtan itibaren Nafiye Yılmaz’ı tartışıyorduk. Hem Radikal yazıişleri masasında hem de Radikal.com.tr’deki Canlı Yazıişleri’nde. 

Nafiye Yılmaz yaklaşık bir yıl önce bir cinayet işlemişti. Gaziantep Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde Ali Kalkan’ı sırtından iki kez bıçaklayarak. 

Hakkında ‘tasarlayarak adam öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ve Nafiye Yılmaz dün bu davadan beraat etti.

Neden derseniz, Yılmaz’ın sırtından bıçakladığı kişi daha önce ona tecavüz etmiş, görüntülerini kaydetmiş ve bu görüntüleri ailesine göstermekle tehdit etmişti. Nereye gitse onu buluyor yahut da tehditlerini telefonda sürdürüyordu. Nafiye Yılmaz durumu savcılığa bildirdi. Dört kez. Fakat kendisine ne koruma verildi ne de saldırgan Ali Kalkan yakalandı.

Bir gün Nafiye Yılmaz’ı yeniden aradı, otogara çağırdı, gelmezse onu ‘rezil edeceğini’ söyledi. Yılmaz, mutfakta bulduğu ekmek bıçağını kaptı, taksiye atladı, otogara gitti. Sonucu biliyorsunuz. Yılmaz, mahkemede “Onu yaralayıp, benden vazgeçmesini söyleyecektim. Öldürmek istemiyordum. Ama bana iki yılı zehir etti. Ben Diyarbakırlıyım. Namusuma saldırı olduğunda, bunu rızam dışında da olsa kimseye anlatmam, izah etmem mümkün değildi. Çünkü, kadın olarak hep beni suçlu görürler. Kaçacak, sığınacak bir yerim kalmamıştı. Verdiğim şikâyet dilekçelerine rağmen beni Ali Kalkan’dan devlet de koruyamadı ama öldüğü için pişmanım” demişti.

Ve beraat etti.

* * *

Mahkemenin bu kararını, Radikal.com.tr’de sabah ve öğlen iki seans şeklinde açık olan yeni tartışma platformu Canlı Yazıişleri’nde ortaya attık.

Öncelikle siz Radikal okurlarından beklediğimiz gibi derinlikli, zaman zaman ironik, hukuki ve sosyolojik referansları olan yorumlar aldık. Fakat katılımın ilk gün bu derecede yoğun olmasını beklemiyorduk açıkçası. O kadar ki ilk yarım saat biz yazıişleri masasında öylece oturduk ve sadece sizin görüşlerinizi ‘dinledik.’

Tartışmanın seyrini şöyle tarif edebilirim: “Aslında hepimiz Nafiye Yılmaz’ın yaptığı için ‘İyi olmuş’ diyoruz ama bunu söyleyemiyoruz” şeklinde başladı.

Sonra… ‘Beraat veren hâkimin yasaları aşan bir inisiyatif kullanıp kullanmadığını’ tartıştık.

Ve sonuçta, okutuk rumuzlu bir okurumuzun doğru ifadesiyle şu noktada takıldık: “Bu girişim artan tecavüz olaylarının bir karşılığı gibi görünse de ‘kişinin kendi adaleti’ anlayışını da yerleştirmesi bakımından sakıncalı.”

Meral Candan adlı okurumuz “Beraata sevinemiyorum çünkü kadınlara ‘Kendi işinizi kendiniz halledin ancak o zaman adaleti arkanızda görürsünüz’ mesajı veriyor” diyordu.

Serseriser de Canlı Yazıişleri’nde benzer bir yorum yapmıştı: “Tecavüzcüye ceza vermeyen adalet, tecavüzcüsünü öldürene de vermiyor. Kendi işini kendin gör, bana ne diyor.”

JasonFlemyng adlı okurumuzun sorusunun üstünde de uzun uzun durduk: “Toplumsal lincin önü açılmıyor mu bu kararla? Misal kadının kocası da aynı motivasyonla öldürseydi yine beraat edecek miydi? Soru bu olmalı.”

Marthagraham’a göre de bu karar Yargıtay tarafından onanırsa “Hukuksuzluğun başladığı nokta” olacaktı.

Canlı Yazıişleri’ndeki tartışma ve ‘bölünme’, bizim masada da yazarlar, editörler, muhabirler arasında aynen devam etti. Ve sonuçta biz bugünkü manşeti attık. Siz okurlarımızın zihin açıcı yorumları ve bu haberi “Mutlaka manşet yapmalısınız” haklı baskısı sayesinde.

10.10.2012

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kamil Tekin Sürek - Evrensel

AHMET KAHRAMAN - YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

AHMET ALTAN - Taraf