Nejat Erdim - Batman Barış Gazetesi

KÜRTLER ORTADOĞU’DA EN BÜYÜK AKTÖR!
* * *
İster kabul edin , ister etmeyin, ister yazdıklarıma inanın, ister inanmayın veyahut ister bana kızın, isterseniz de hak verin bugün itibari ile Ortadoğu coğrafyasının tüm dengesini belirleyen bir tek faktör var “Kürtler !”
Ortadoğunun en kalabalık halklarından Kürtler, en kalabalık ama devletleşemeyen tek halkı.
Arap
, Türk ve Acem milletlerinin kurmuş oldukları devlet ve devletçikler arasında yaşadıkları toprakları bölüşülen ve asırlardır bitmek bilmeyen bir kısırdöngüye dönüşen asimilasyon ve baskı politikalarına rağmen sahip oldukları kadim ve soylu kültürden zerre kadar ödün vermeyen inatçı ve onurlu bir halk Kürtler!
1.Dünya savaşının kaybedeni oldu Kürtler, başta İngilizler olmak üzere emperyalist batılı ülkelerin oyununa gelmekten kurtaramadılar kendilerini, tıpkı 1946 yılında İran’da Sovyetlerin desteği ile kurulup, aynı yıl içinde zalim İran rejimi ile başbaşa bırakılınca yıkılmaktan kurtulamayan ve bu asırda kurulan tek ve son Kürt devleti Mahabad Kürt Cumhuriyetinin akıbeti gibi talihsiz ve hazin bir sonla bitti hep Kürtlerin yarınları.
Saddam Halepçede 5.000 Kürdün kanına girerken aslında yaşadığımız coğrafyada bunun daha trajik ve daha korkunç olanı yaşandı 1937 yılında Dersim’de.
15.000’e yakın Kürt korkunç bir şekilde katledildi.
Mahabad, Halepçe ve Dersim kendisine “insanım” diyebilen herkesin nefretle bakacağı olaylar kuşkusuz, fakat bu yaşanmışlıklar sadece Kürt trajedisinin görebildiğimiz en iri parçaları aslında, oysa ki tarafsızca tarihin karanlık tünellerine ışık tuttuğumuzda daha yığınla acı ve travmayla karşılaşacağımız kesin.
Ortadoğuda dengeler hızla değişiyor, bu değişim coğrafyanın tüm halklarını olumlu ve olumsuz yönde etkiliyor kuşkusuz.
Denilebilir ki Ortadoğuda değişimin hareket noktaları özellikle Kürtler için 1. Ve 2. Körfez savaşları oldu.
Evvelinde 1979 İran İslam Devrimi ve akabinde on yıldan fazlaca sürecek İran ve Irak savaşı aslında Kürtlerin özellikle Irak Kürtlerinin toparlanma ve silah kuşanma sürecini tetikledi.
Irak Baas rejiminin diktatoryasının kan kusturduğu Kürtler savaş sürecinde Halepçe’de büyük bir katliama maruz kaldılar, Saddam güçleri Kürtlere karşı kimyasal silah kullandı ve 5.000’den fazla çoğu kadın ve çocuk insan yaşamını yitirdi.
Halepçe Kürtler için bir kırılma anı oldu, silahlarını kuşanıp Zagros ve Kandile taşan Irak Kürtleri 2.körfez savaşında Saddam ile savaşan Amerikanın en güçlü müttefiği oldular.
Saddam kaybedince Kürtler kazandı. Baas rejiminin zorbalıkla araplaştırdığı tüm Kürt toprakları bir bir eski sahiplerinin eline geçti, Erbil, Süleymaniye, Kerkük ve Duhok gibi.
1.Dünya savaşının kaybedeni olan Kürlerin devletleşme adına şimdilerde BM ‘de sadece bir sandalye eksikleri olduğunu artık bilmeyen yok.
Bir anda Dünyanın en zengin petrol yataklarının hakimiyetini ellerine geçiren; başta Amerikan ve Batılı petrol şirketleri olmak üzere birçok büyük petrol devinin anlaşmalar imzalamak için kuyruğa girdiği Federe Kürt Devletinin bugün özellikle bölge de başta Türkiye olmak üzere İsrail ve diğer ülkeler ile inşaat, telekominikasyon ve askeri yığınla işbirliği protokolü imzaladığını görüyoruz.
Gerek Irak Kürtlerinin elde ettikleri kazanım ve gerekse Suriye’nin kuzeyinde günden güne vücut bulan Kürt otonomisinin Federe Kürt Devletine ileriiki aşamada “entegre” olabilme ihtimali ve de Dünyadaki en kalabalık Kürt nüfusunun yaşadığı Türkiye’de son zamanlarda demokratikleşme adına atılan ve atılması muhtemel adımları da göz önünde bulundurursak Kürtlerin bölgenin kaderinde belirleyici rol oynadığını ve oynayacağını görmemek mümkün değil.
Diğer bir önemli detay kurulduğu 1979 yılından bu yana Amerika ve İsrail’in en azılı düşmanı olan İran rejimine karşı bu iki ülkenin ileride kullanabilecekleri en güçlü kart “Kürt” kartı olarak görülüyor.
İşte bunun içindir ki Kürtler bölgenin şuan için en önemli aktörü.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kamil Tekin Sürek - Evrensel

AHMET KAHRAMAN - YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

AHMET ALTAN - Taraf