Yusuf Karataş - Evrensel

Savaş tamam, Kürtçe başka bahara!

* * *

Günlerdir savaşla yatıp kalkıyoruz. Bir aydır Akçakalelilerin feryadını duymayanlar, düşen top mermisine mal bulmuş Mağribi gibi sarıldılar. Suriye’ye anında karşılık verildi, ardından savaş tezkeresi çıkartıldı. Urfa valisi “22 top atışı yaptık, duman ettik” diyor. Egemen Bağış, “Suriye’yi birkaç saat içinde yerle bir edecek aske
ri gücümüz var” diye böbürleniyor. Maalesef ülke bugün futbol maçına gider gibi savaş amigoluğu yapanlar tarafından yönetiliyor.

AKP’nin hem Suriye üzerinden Bölgesel alanda, hem de ülke içinde Kürt hareketine karşı savaşçı bir politika izlediği biliniyordu. Çıkarılan savaş tezkeresi aslında bu politikanın yeni bir boyuta taşınması anlamına geliyor.
Türkiye’nin Özgür Suriye Ordusu çetelerine askeri yardım yaptığını ve onlara sınırlarını sonuna kadar açtığını bilmeyen yok. Yani sınırlarınızın içinde ÖSO çetelerine kamp kurdurtacaksınız, ellerini kollarını sallaya sallaya giriş çıkışlarına izin vereceksiniz, sonra çıkıp “Suriye sınırlarımıza saldırıyor” diyeceksiniz. AKP, aylardan beri ülke topraklarını her türlü provokasyona açık hale getirerek ve her fırsatta Suriye rejimi ve Kürtler arasında ilişki/işbirliği propagandasını yaparak savaş tezkeresine uygun koşulların oluşmasını bekledi. Aranan fırsat Akçakale’ye düşünce hemencecik savaş tezkeresi Meclisten geçirildi. Böylece sadece Esad güçlerine değil, Suriye Kürtlerine karşı da müdahalenin koşulları hazırlanmış oldu.
Suriye’ye müdahale için elindeki bütün kozları oynayan hükümetin Kürt savaşı ise kaldığı yerden devam ediyor. Edilen onca “müzakere” lafına rağmen ortada hiçbir somut adım yok. Bölge’de operasyonlar ve çatışmalar devam ediyor. Ölüm haberleri artık aylık bilançoların girdisi gibi veriliyor. Ecdatlarının kıtalar arası büyük savaşlarından feyiz alarak yeni savaşlara hazırlanan ‘son Osmanlı’nın hüküm sürdüğü bir memlekette üç beş ölüm haberinin elbette bir kıymeti harbiyesi olamazdı!
İşte bir günde savaş tezkeresi çıkaran, savaşa hazır ve nazır olan hükümetimiz 250 öğrencinin Kürtçe tezsiz yüksek lisans yapması meselesini çözemedi! Artuklu Üniversitesi’nin 250 olan Kürtçe tezsiz yüksek lisans programı öğrenci kontenjanını 500 kişiye çıkarma başvurusu YÖK tarafından reddedildi. Bu programı bitirenler Kürtçe seçmeli dersi öğretmeni olacaktı. Demek ki devlet büyüklerimiz milyonlarca Kürt çocuğu için 500 öğretmeni çok bulmuş. Oysa ne büyük bir demokratik atılım olarak gündeme getirilmişti Kürtçe seçmeli dersi!
Kürtçe seçmeli dersi uygulaması, sözde bu eğitim öğretim döneminde başlatıldı. Ancak Kürt halkının boykotu nedeniyle Kürtçe seçmeli dersi için 21 bin başvuru yapılmış olmasına rağmen, bu başvuruları karşılama yönünde bile atılmış ciddi bir adım yok. Din dersi söz konusu olunca camilerden imam toplayan AKP Hükümeti, bugüne kadar binlerce kişiye Kürtçe eğitim sertifikası veren Kurdî-Der’e, TZP Kurdî’ye görüş bile sorma ihtiyacı hissetmedi. Yıllardır anadilde eğitim için mücadele eden Kürt halkı, bu 2 saatlik seçmeli dersi haklı olarak boykot etti. Bu ülkeye barışın gelmesi, halkların kardeşçe yaşaması isteniyorsa anadilde eğitimin önündeki engeller kaldırılmalı, Kürtçe seçmeli dersi Kürt çocuklarına değil, Türk çocuklarına verilmelidir. Meselenin bu yönü bir tarafa Artuklu’da yaşananlar ve Kürt dil kurumlarının görmezden gelinmesi tutumu, AKP Hükümetinin bu göstermelik adımda bile samimiyetsizliğini bütün açıklığıyla gözler önüne sermektedir.
Evet, savaş için şaha kalkan, demokratikleşmeyi dizginleyen bir hükümet yönetiyor ülkeyi. Akçakale’de büyük çoğunluğu AKP ve MHP’ye oy vermiş halkın “savaş istemiyoruz” feryatlarını duymazdan gelenlere karşı demokrasi ve barış güçlerinin seferberlik zamanıdır!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kamil Tekin Sürek - Evrensel

AHMET KAHRAMAN - YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

AHMET ALTAN - Taraf