AYDIN ENGİN - T24
* * *
Eğer yeni Anayasa çıkarsa asgari ücretten vergi kesintisi kalkacak(mış)..
Bütün partilerin katıldığı TBMM Anayasa Hazırlık Komisyonunda bütün partiler bu konuda mutabık(mış)...
İyi haber değil mi ?
Değil...
Bu, ayıp sınırını zorlayan bir seçim rüşvetidir.
Bu Meclis'ten yeni bir Anayasa'nın çıkıp çıkmayacağı belli değil. Ama asgari ücretten vergi kesilmemesi konusunda şimdiden bir beklenti yaratıldığı, umut saçıldığı belli. Kahvehane, vapur, motor, otobüs, metrobüs sohbetlerinde bu umudun yaygınlaştığı kolayca gözleniyor.
Öyleyse bir daha: Bu, ayıp sınırını zorlayan bir seçim rüşvetidir.
Üstelik kaymağını tek başına AKP’nin yiyeceği bir rüşvet.
* * *
Mesleğe başladığımda gönderildiğim ilk “önemli” haber bir SSK Genel Kurulu’ydu. 42 yıl önceydi. Kürsüde tekstil işkolundan bir sendikacı öncelikli hedeflerini asgari ücretten vergi kesilmesini önlemek olarak tanımladı. Gazetecilere ayrılan masanın çaprazındaki protokol koltuklarına kurulmuş bir Adalet Partisi milletvekilinin “Bu da laf mı şimdi? Herif maval okuyor, palavra sıkıyor” dercesine sırıttığını, yanındaki bir başka milletvekilinin de aynı sırıtmayla onu onayladığını gördüm.
Ondan sonra da birkaç SSK Genel Kurulu’nu canlı, geri kalanlarını da ajans bültenlerinden izledim. Her kongrede “maval” tekrarlandı ve her defasında asıl kararı verecek politikacı takımı sırıtıp gülüştü…
Peki 42 yıl sonra AKP bir tabuyu kırıp bir “maval”ı mavallıktan çıkarmak niyetinde mi? Dahası Anayasa Hazırlık Komisyonunda AKP’nin kuyruğuna takılmış öteki siyasetçiler asgari ücreti sahiden vergiden arındırmak, asgari ücretle çalışan milyonlara ayda 200 lirayı bulacak, yaşamsal önem ve değerde bir armağan mı sunmak istiyorlar?
Yoksa seçimlerin art arda ekleneceği gelecek dönemde milyonluk emekçi kitlelerinin kendilerine çekmek için “maval”ı ek bir mavalla boyamaya mı çabalıyorlar?
Yalın bir soru: “Bana asgari ücretten vergi kesilmez” hükmü taşıyan tek bir Anayasa gösterebilir misiniz?
Asgari ücretle çalışanları bu vergi yükünden sahiden kurtarmak isteyenler bunun ille de bir Anayasa maddesi ile mümkün olacağına kendileri mi inanıyorlar, yoksa bize yutturmak ve seçimler öncesinde ayıp bir siyasal manevra yapmak mı hesabındalar?
Eğer asgari ücreti vergi yükünden arındırmayı sahiden ve içtenlikle istiyorlarsa Anayasa Hazırlık Komisyonu’nda tartışmaya gerek yok. Hükümet bir yasa tasarısı hazırlar, olmadı AKP’li milletvekilleri bir yasa önerisini Meclis Başkanlığına verir; Vergi Yasasında tek cümlelik bir değişiklik yapılır, nitelikli çoğunluk gerekmediği için AKP’lilerin oyları yeter de artar ve asgari ücretle çalışanlar vergi yükünden kurtulurlar.
Bu kadar…
Bu kadar yalın ve açık…
Ya muhalefet partilerinin o komisyondaki temsilcileri? Öneri masaya geldiğinde “Yav kardeşim, ciddiyseniz, bırakın Anayasa maddesini. Kestirmeden gidelim. Haydi hep birlikte bir yasa önerisi hazırlayalım, hepimiz imzalayalım, Meclis’ten oybirliği ile geçirelim, olsun bitsin” demek varken AKP’nin seçim değirmenine su taşımayı nasıl açıklayacaklar?
Yeni Anayasa’da bu ayrıntıda (“Saçmalıkta”diye de okuyabilirsiniz) maddeler bulunacaksa, bari elleri deymişken “Aydın Engin’in oturduğu sokakta her zaman bir arabalık park yeri bulundurulması zorunludur” filan gibi maddeler de koysunlar; böylece esaslı bir yeni anayasamız olsun, ben de “yetmez” filan parantezi açmadan “Evet” mührünü basayım…
Değil...
Bu, ayıp sınırını zorlayan bir seçim rüşvetidir.
Bu Meclis'ten yeni bir Anayasa'nın çıkıp çıkmayacağı belli değil. Ama asgari ücretten vergi kesilmemesi konusunda şimdiden bir beklenti yaratıldığı, umut saçıldığı belli. Kahvehane, vapur, motor, otobüs, metrobüs sohbetlerinde bu umudun yaygınlaştığı kolayca gözleniyor.
Öyleyse bir daha: Bu, ayıp sınırını zorlayan bir seçim rüşvetidir.
Üstelik kaymağını tek başına AKP’nin yiyeceği bir rüşvet.
* * *
Mesleğe başladığımda gönderildiğim ilk “önemli” haber bir SSK Genel Kurulu’ydu. 42 yıl önceydi. Kürsüde tekstil işkolundan bir sendikacı öncelikli hedeflerini asgari ücretten vergi kesilmesini önlemek olarak tanımladı. Gazetecilere ayrılan masanın çaprazındaki protokol koltuklarına kurulmuş bir Adalet Partisi milletvekilinin “Bu da laf mı şimdi? Herif maval okuyor, palavra sıkıyor” dercesine sırıttığını, yanındaki bir başka milletvekilinin de aynı sırıtmayla onu onayladığını gördüm.
Ondan sonra da birkaç SSK Genel Kurulu’nu canlı, geri kalanlarını da ajans bültenlerinden izledim. Her kongrede “maval” tekrarlandı ve her defasında asıl kararı verecek politikacı takımı sırıtıp gülüştü…
Peki 42 yıl sonra AKP bir tabuyu kırıp bir “maval”ı mavallıktan çıkarmak niyetinde mi? Dahası Anayasa Hazırlık Komisyonunda AKP’nin kuyruğuna takılmış öteki siyasetçiler asgari ücreti sahiden vergiden arındırmak, asgari ücretle çalışan milyonlara ayda 200 lirayı bulacak, yaşamsal önem ve değerde bir armağan mı sunmak istiyorlar?
Yoksa seçimlerin art arda ekleneceği gelecek dönemde milyonluk emekçi kitlelerinin kendilerine çekmek için “maval”ı ek bir mavalla boyamaya mı çabalıyorlar?
Yalın bir soru: “Bana asgari ücretten vergi kesilmez” hükmü taşıyan tek bir Anayasa gösterebilir misiniz?
Asgari ücretle çalışanları bu vergi yükünden sahiden kurtarmak isteyenler bunun ille de bir Anayasa maddesi ile mümkün olacağına kendileri mi inanıyorlar, yoksa bize yutturmak ve seçimler öncesinde ayıp bir siyasal manevra yapmak mı hesabındalar?
Eğer asgari ücreti vergi yükünden arındırmayı sahiden ve içtenlikle istiyorlarsa Anayasa Hazırlık Komisyonu’nda tartışmaya gerek yok. Hükümet bir yasa tasarısı hazırlar, olmadı AKP’li milletvekilleri bir yasa önerisini Meclis Başkanlığına verir; Vergi Yasasında tek cümlelik bir değişiklik yapılır, nitelikli çoğunluk gerekmediği için AKP’lilerin oyları yeter de artar ve asgari ücretle çalışanlar vergi yükünden kurtulurlar.
Bu kadar…
Bu kadar yalın ve açık…
Ya muhalefet partilerinin o komisyondaki temsilcileri? Öneri masaya geldiğinde “Yav kardeşim, ciddiyseniz, bırakın Anayasa maddesini. Kestirmeden gidelim. Haydi hep birlikte bir yasa önerisi hazırlayalım, hepimiz imzalayalım, Meclis’ten oybirliği ile geçirelim, olsun bitsin” demek varken AKP’nin seçim değirmenine su taşımayı nasıl açıklayacaklar?
Yeni Anayasa’da bu ayrıntıda (“Saçmalıkta”diye de okuyabilirsiniz) maddeler bulunacaksa, bari elleri deymişken “Aydın Engin’in oturduğu sokakta her zaman bir arabalık park yeri bulundurulması zorunludur” filan gibi maddeler de koysunlar; böylece esaslı bir yeni anayasamız olsun, ben de “yetmez” filan parantezi açmadan “Evet” mührünü basayım…
Yorumlar