CÜNEYT ÖZDEMİR - Radikal

Hünkâr beğenmedi••••••
Hatırlar mısınız bir aralar ‘Being John Malkovich’ adında süper fırlama bir film vizyona girmişti. Bir-iki kafadar hayran oldukları ünlü oyuncu John Malkovich’in beyninin içine sızıyor ve onun nasıl bir hayatı olduğunu merak ediyordu. Gelin isterseniz biz de bugün Başbakan’ın gündemindeki bir işadamının beyninin içine girmeye, Ferit Şahenk olmaya çabalayalım.

Türkiye’de iş kültürü ve yaşam biçimi ile örnek alınabilecek en düzgün 10 işadamını sayın deseniz kuşkusuz Ferit Şahenk ilk beşin içine girer. Bugüne kadar kendisi ile hiçbir iş ortamında çalışmadık ancak çalışanlarına nasıl bir iş kültürü oluşturduğunu yıllardır imrenerek görüyoruz. Doğuş Grubu vizyoner ve gerçek bir Batılı şirket gibi yönetiliyor.

Kaliteli üst düzey yöneticilerinin yaşam kültürü tepeden tırnağa bütün grubu etkiliyor. Erman Yerdelen, Ergün Özen ya da Cem Aydın gibi başarılı yöneticiler bu vizyonu geçmişten geleceğe taşıyan önemli isimlerin başında geliyorlar.

Doğuş Grubu otomotivden denizciliğe kadar pek çok farklı alanda varlığını gösteriyor. Kuşkusuz bunların arasında medya ve son yıllarda atağa kalktıkları turizm sektörü de şimdiden başarılarıyla tarih yazmaya başladılar.

Herkese örnek bir işadamı

Ferit Şahenk’in canından çok sevdiği bir kızı var. Ona zaman ayırmayı, ailesi ile tatillerini geçirmeyi seviyor. Dünyanın farklı köşelerinde rastlantılarımızın tamamında ailesiyle birlikte gördüğüm için buna bizzat ben de şahidim. Eşine hâlâ âşık olduğunu ise en son Kral TV ödül töreninde eşini öperken yönetmenin yanlışlıkla patronunu ekrana seçmesi ile bir kez daha gördük. Koyu bir Fenerbahçe taraftarı. O kadar koyu ki Fenerbahçe Başkanlığı için sık sık adı geçiyor. Tıpkı TÜSİAD Başkanlığı için de sık sık adı geçtiği gibi...

Ancak Ferit Şahenk bu makamların hiçbirine başını çevirip bakmıyor. Sık sık hükümetle karşı karşıya düşen TÜSİAD’ın başkanlığını düşünmemesinin arkasında kuşkusuz içinde bulunduğumuz ‘dönem’in önemli bir rolü var. Fenerbahçe Başkanlığı’na gelmemesinde de en az Ali Koç’un yönetim kurulundan istifa etmesi kadar hepimizin bildiği ama söyleyemediği geçerli nedenler mevcut.

Vefa siyasette bir semt adı mı?

Ferit Şahenk son yıllarda iktidar ile zıt düşmemek için ne gerekiyorsa yaptı. Mesela Türkiye’nin en eski haber kanalındaki bütün tartışma ve haber programlarını kaldırmayı göze aldı. Yeni satın aldığı kanalda hükümeti rahatsız edebilecek Uğur Dündar gibi habercileri kanal pazarlığının dışında tuttu. Sonradan patlayan Behzat Ç. gibi muhalif dizilere halince çekidüzen verdirdi.

Başbakan’ı gördüğünde saygıyı eksik etmedi. Başbakan’ın saygıyla elini sıkması belki bu yüzden fazlasıyla göze battı. Hatta bu yüzden Taraf gazetesinde (bence) çok ağır eleştirilere bile konu oldu.

Gelin görün ki Türkiye’nin en başarılı işadamı olsa da, iyi bir aile reisi, vizyoner bir girişimci koltuğunda otursa da, Başbakan ile arası bozulmasın diye herkesten birkaç adım öne çıkmış gibi gözükse de Başbakan’ın fırçasını yemekten kurtulamadı.

Kabak Ferit Şahenk’in başına Muhteşem Yüzyıl dizisi ile patladı. Başbakan’ın tehditkâr sözlerinden anladığımız kadarıyla Ferit Şahenk’in bunca zamandır yaptığı her şey bir kez daha sınanmaya çekildi.

Bir işadamı için son derece sıkıntılı bir durum. Diziyi bitirse “Başbakan dedi, yaptı” diye adı çıkacak. Bitirmese Başbakan zaten ha taktı ha takacak...

Gel de çık işin içinden.

Yetmiyor, yetemiyor

Sonuçta geldiğimiz noktada işini gücünü doğru düzgün yapan, Başbakan ile iyi kötü bir saygı, sevgi ilişkisi olan bir işadamı bile kamuoyu önünde böylesine zor bir durumda bırakılabiliyor. Olayın bakın bir de bu yönü var. Varın bir de Başbakan’a birazcık muhalif işadamlarının durumunu düşünün. Muhtemelen önümüzdeki günlerde Muhteşem Yüzyıl yavaş yavaş Star ekranlarından terki diyar eyleyecek.

Kimsenin böylesine gözü kara bir tehdide boyun eğeceği için Şahenk’e kızmaya hakkı yok. Ancak bir hatırlatma yapmakta fayda var. Farkındaysanız atılan onca geri adıma, gösterilen onca sevgi ve saygıya rağmen hoyratça rest çeken, her seferinde kılıç kadar keskin sözleriyle yargıyı hareket etmeye çağıran, işadamlarını sınayan hoyrat bir meydan okuma ile karşı karşıyayız. Adınızın ne olduğunun, bugüne kadar hangi geri adımları attığınızın hiçbir önemi yok.

İster önemli ve saygın bir STK’nın başkanlığından vazgeçin, ister Türkiye’nin en büyük kulübünün başkanlığına oturmayın, isterseniz koskoca başarılı bir haber kanalını karaya çekin, isterseniz sadece Türkiye’nin değil Ortadoğu’nun en beğenilen dizisini çaktırmadan yayından kaldırın, bu istekler hiç bitmeyecek.

Bu gidişle günün birinde sıra Doğuş Grubu’nun yeni satın aldığı ünlü et lokantası Nusr-et’in mönüsündeki isimlere kadar gelecek. Ağzınızla kuş tutsanız...

Hünkâr beğenmeyecek!

Yargı harekete geçecek...

28.11.2012

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kamil Tekin Sürek - Evrensel

AHMET KAHRAMAN - YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

AHMET ALTAN - Taraf